Teşviklerin ülke ekonomisine yararları ve yapılması gereken yasal düzenlemeler ile teşvik uygulamaları hakkında geçmiş haftalarda kaleme almış olduğum görüşlerimi destekleyen hususlarda Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin yapmış olduğu teşvik düzenlemeleri hakkında 23.03.2018 tarihli Dünya Gazetesinde ve Muhasebe TR sitesinde yayımlanan aşağıdaki yazının suretini ilgililerin ve yetkililerin bilgilerine getirmek amacıyla bir kez daha yayımlamayı uygun gördüm.
TC’DE YAPILAN SON DEĞİŞİKLİKLERLE YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİNDE KDV UYGULAMASI
Ülkemizdeki Yatırım Teşvik Sistemi son yıllarda yapılan değişikliklerle cazibesini artırmıştır. Yatırım Teşvik Sistemi’nde “Genel teşvikler, Bölgesel teşvikler, Büyük ölçekli yatırımlara yönelik teşvikler, Orta –yüksek teknolojili yatırımlara yönelik teşvikler, Öncelikli yatırım konularına yönelik teşvikler ve Stratejik yatırımlara yönelik teşvikler” olmak üzere 6 yatırım teşvik modeli bulunmaktadır.
Sağlanacak destekler yapılacak olan yatırımın niteliğine, sektörüne, tutarına, bölgesine göre farklılık göstermektedir. Yatırım teşvik mevzuatında devlet desteklerinden faydalanabilecek ve faydalanamayacak olan yatırım konuları belirtilmiş olup, desteklenecek yatırım konuları belirlenirken;
Yatırımların katma değer yaratan alanlara yönlendirilmesi,
Üretim ve istihdamın artırılması,
Uluslararası rekabet gücünü artıracak ve Ar-Ge içeriği yüksek yatırımların özendirilmesi,
Uluslararası doğrudan yatırımların artırılması,
Bölgesel gelişmişlik farklılıklarının azaltılması,
Kümelenme ve çevre korumaya yönelik yatırımların desteklenmesi,
gibi kriterler göz önüne alınmıştır.
Bir yatırımın teşvik mevzuatı kapsamında devletçe desteklenmesine karar verilmesi halinde yatırımcıya sunulan en temel destek unsurlarından birinin KDV olduğunu söyleyebiliriz.
Yatırım Teşvik Belgesi almaya hak kazanan tüm yatırımcıların teşvik modeli ne olursa olsun makine – teçhizat alımlarında KDV istisnasından faydalanma hakkı mevcuttur.
Yıllar içerisinde ticaretteki gelişmelere bağlı olarak makine – teçhizat harcamalarının yatırım harcamaları içindeki payı azalmıştır. Bina-İnşaat ve yazılım-gayri maddi hak satış ve kiralama bedelleri yatırım harcamaları içerisinde önemli yer tutmaya başlamıştır.
Yapılan yeni düzenlemeler ile yazılım – gayri maddi hak satış ve kiralamalarına KDV istisnası ve bazı şartlarda yatırım kapsamında yapılan bina- inşaat harcamalarına KDV iadesi getirilerek yatırım teşvik sistemindeki KDV uygulamasının daha verimli hale gelmesi sağlanmıştır.
KDV istisnası yatırım tutarını oluşturan hangi kalemler için uygulanabilir?
27.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik ile 3065 sayılı KDV Kanunu’nun 13/d maddesi gereğince Yatırım Teşvik Belgesi sahibi mükelleflere makina ve teçhizat teslimlerindeki KDV istisnasına, yazılım ve gayri maddi hak satış ve kiralamalarında da KDV istisnası eklenmiştir. İlk olarak KDV mevzuatında yapılan bu düzenleme 22.02.2017 tarihinde Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkındaki Karar’da da yer edinmiştir.
Makine ve teçhizat, amortismana tabi iktisadi kıymet niteliği taşıyan ve mal ve hizmet üretiminde kullanılan sabit kıymetler olarak tanımlanmakta olup üretim ya da hizmet konusu ile birebir ilişkili olmalıdır.
Finansal kiralama şirketleri de teşvik kapsamında teslimde bulunduğu makine- teçhizat için KDV istisnasından yararlanabilmektedir. Bu doğrultuda, teşvik belgesi sahibi yatırımcı ile sözleşme yapılmış olması ve teşvik belgesini düzenleyen ilgili merci tarafından finansal kiralamaya konu makine ve teçhizat listesinin onaylanmış olması gerekmektedir.
Peki, belge kapsamındaki yatırımlarda KDV iadesinden faydalanma hakkını hangi yatırımcılar, ne tür koşullarda kazanır?
KDV Kanunu’nda 07.09.2016 tarihinde yapılan düzenleme ile 2023 yılı sonuna kadar uygulanmak üzere, asgari sabit yatırım tutarı 500 milyon TL ve üzerinde olan yatırımlara ilişkin bina – inşaat harcamaları nedeniyle yüklenilen KDV’ye iade hakkı getirilmiştir. Buradaki asgari sabit yatırım tutarını sektörler itibarıyla veya topluca 50 milyon TL’ye kadar indirmek veya iki katına kadar artırmak için Bakanlar Kurulu’na yetki verilmiştir. Ancak bu yetki henüz kullanılmamış olup uygulamadan yararlanabilmek için 500 milyon TL alt limit aranmaya devam etmektedir.
Diğer taraftan, 30.12.2017 tarihinde Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkındaki Karar’da yapılan son değişiklik ile de imalat sanayine yönelik teşvik kapsamındaki bina- inşaat harcamalarına 2017 ve 2018 yıllarında uygulanmak üzere, diğer uygulamadan farklı olarak asgari sabit yatırım tutarı sınırı aranmaksızın KDV iade hakkı getirilmiştir.
Bina – inşaat harcamaları nedeniyle yüklenilen ve indirim yolu ile giderilemeyen KDV tutarının iadesi, KDV Kanunu’nda 05.12.2017 tarihinde yapılan son düzenlemeye göre, asgari 50 milyon TL sabit yatırım tutarının üzerindeki yatırımlarda 6 aylık dönemleri izleyen bir yıl içinde, 50 milyon TL’nin altındaki yatırımlarda ise izleyen bir yıl içerisinde yatırımcı tarafından istenebilmektedir.
KDV iadesi, mal ve hizmet alışları sırasında uygulanan bir istisna olmayıp; yüklenilmiş olan KDV’nin yüklenildiği takvim yılının sonuna kadar indirim yoluyla telafi edilememesi halinde yatırımcıya iade eden bir mekanizmadır.
KDV avantajının makine-teçhizatla sınırlı kalmaması, yazılım ve gayri maddi hak satış & kiralamalarının da KDV istisnasına dâhil edilmesi ve belge kapsamında yapılan bina – inşaat harcamalarına iade hakkı tanınması ile teşvik kapsamındaki yatırımlarda KDV’ye yönelik destek unsurları özellikle imalat sektörü için oldukça genişletilmiştir.
Desteklerden devam eden yatırımlar için faydalanmak mümkün olup teşvik belgesi sahiplerinin bu kapsamda tekrar değerlendirme yapmaları sağlanacak finansal avantajlar açısından önemlidir.
Son yıllarda teşvik mevzuatı ve diğer mevzuatlarda yapılan revizyonların, değişen dünya düzeninin getirdiği teknolojik gelişmeler ve beraberinde uygulanan yatırımlara yöneldiğini gözlemliyoruz. Yazılım ve gayri maddi hak satış kiralamalarının da KDV istisnasına dâhil edilmesini söz konusu sürece uyumun gerektirdiği olumlu bir adım olarak yorumlayabiliriz.
(Dünya Gazetesi – 23.03.2018 – www.muhasebetr.com)
TC’nin görsel ve yazılı basın haberlerini izleyenler Türk hükümetinin sosyo-ekonomik konularda birçok yasal düzenlemeler yapmak suretiyle yatırımların teşvikini daha da çeşitlendirmek ve ekonominin gelişimini süratlendirme çalışmalarına devam ettiğini kolayca görmektedirler. Bu izleyiciler arasında mesleki bakımdan yakın ilgisi olan KKTC’nin üst düzey yetkilileri ile bakanların ve milletvekillerinin de bulunduğuna inanmak isterim.
Bugüne kadar mesleğim gereği uluslararası vergi hukukunu yakından izleyen bir kişi olarak özellikle vergi uygulamaları ve kamu maliyesi hakkında sözlü veya yazılı görüşlerimi basın yoluyla halkımız yetkilerle paylaşmayı kendime görev kabul ettim. Amacım bu ülkeyi yönetenlere ve diğer yetkililere ışık tutmak için görüş ve önerilerde bulunmaktır. Ancak, gelmiş geçmiş tüm iktidarların değişmez tavrı olan görüş ve önerileri hiç kaale almadan devlet yönetme alışkanlığına devam etme anlayışı nedeniyle yerel ve yabancı uzmanlar tarafından herhangi bir konuda yazılan sosyo-ekonomik yazılara veya raporlara önem vermemeleri maalesef ülkemizin çeşitli olumsuzluklara maruz kalmasına neden olmuşlardır.
Bu nedenle, belki hükümet ile yetkilileri bu değişikliklerin gereğine inandırırım düşüncesiyle vergi hukuku ile kamu maliyesinde dünyada ve Türkiye’de meydana gelen düzenlemelere birebir iktibas etmek suretiyle yabancı kaynaklı basın haberlerine sayfamda yervermeye devam edeceğim.
Her konuda olduğu gibi kamu maliyesi ile vergi hukuku uygulamalarında KKTC mevzuatını uluslararası ilkeler paralelinde güncelleştirmezsek hangi plan ve programlar yapılırsa yapılsın sosyo-ekonomik bakımından kalkınmamız mümkün olmayacağı gibi rekabet edebilirliğimizi de sıfırın altına düşüreceğiz.
No responses yet