Son günlerde hükümet yetkililerinin basında yer alan beyanatlarında Meclise 30 Ekim 2017’de sevk edilen “2018 yılı Bütçe Yasa Tasarısının” ilk “denk bütçe” olduğu şeklinde yapılan açıklamaları toplumun çeşitli kesimlerinde tepki ile karşılanmıştır.
Öte yandan milletvekili seçimlerinin 7 Ocak 2018 tarihine yapılmasına ilişkin Meclisin karar üretmesi sonucunda 2018 yılı bütçesinin mecliste görüşülüp yasalaşmasının çeşitli nedenlerden dolayı mümkün olmayacağı için kamu maliyesinin gerekli fonksiyonların süresinde yerine getirilmeyeceği için KKTC’nin sosyo-ekonomisinin olumsuz etkileneceğinin Sn. Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı’nın basında çıkan çeşitli beyanatlarından öğrenmiş bulunan halkımızı bütçenin ne olduğu hakkında basit bilgilerle aydınlatmayı uygun gördüm.
Bütçe, gelecekteki belirli bir dönemde gerçekleşmesi öngörülen gelir ve giderlerin karşılıklı tahminlerini içeren cetveldir. Bütçe devletin veya bir kamu kurumunun gelecek dönemlerdeki gelirlerini ve harcamalarını tahmin eden ve yürütme organına harcamaların yapılması, gelirlerin toplanması konusunda yetki ve izin veren geçici bir yasadır. Diğer bir ifadeyle bütçe devlet veya kamu kurumunun harcamaları ile gelirlerini ayrıntılı biçimde gösteren, belli bir dönem için harcamaların yapılmasına ve gelirlerin toplanmasına izin veren hukuksal bir belgedir.
Kamusal ihtiyaçlar, kişilerin tek başlarına karşılayamadıkları ancak karşılanması zorunlu olan ihtiyaçlardır. Kamusal ihtiyaçlar olarak belirlenen ihtiyaçlar, yürürlükteki yasalara istinaden ancak devlet ve diğer kamu kuruluşlarınca yerine getirilir. Devletin bu hizmetleri yerine getirebilmesi için birtakım harcamalar yapması (kamu giderleri) ve gelir tahsil etmesi (kamu gelirleri) gerekmektedir. Devlet, bu hizmetleri yaparken hangi ihtiyaçlar için ne kadar harcama yapacağını, harcamanın hangi gelir kaynaklarıyla sağlanacağını ve bunların yaratacağı olumlu ve olumsuz sonuçları bilmek zorundadır.
Bütçe, belli bir döneme ait yapılacak giderleri ve elde edilecek gelirleri tahmini olarak gösterir. Bu dönem, mali yıl olarak adlandırılan dönemdir. Bütçe, henüz gerçekleşmemiş olan, tahmini rakamları gösteren mali plandır. Bütçe ekonomik, mali, siyasi ve hukuki sonuçlar yaratır. Bütçenin dikkatli ve yasalara uygun kullanılması halinde milli gelir, gelir dağılımı, ekonomik kalkınma, ekonomik ve sosyal sorunların giderilmesi vb. üzerinde olumlu etkiler görülür.
Bütçe bir yasadır. Bütçe yasasında yer almayan hiçbir gider ya da gelir kamu kuruluşlarınca gerçekleştirilemez. Bütçe yürütme organı tarafından hazırlanıp yasama organı tarafından onaylandıktan sonra yürürlüğe girer. Yürürlüğe giren bütçe yasası, yeni bütçe yasasının yürürlüğe girmesiyle geçerliliğini kaybeder.
Bütçe, kamusal harcamaları ve kamusal gelirleri gösterir. Bütçede sadece kamu ekonomisince yerine getirilecek kamusal gider ve kamusal gelirler yer alır. Özel ekonomideki işletmelerin gider ve gelirlerini içermez. Bu anlamda bütçe ile kalkınma planlarını birbirine karıştırmamak gerekir. Kalkınma planlarında hem kamu hem de özel ekonomilerin harcama-gelir ilişkileri bu arada yer alırken bütçe de sadece kamusal harcama ve kamusal gelirler yer alır.
Bütçede önce giderler tahmin edilerek saptanır. Devlet bütçesinde önce giderler saptanarak zorunlu ihtiyaçların karşılanması esas alınır. Giderler saptandıktan sonra bunlara uygun gelir sağlamaya çalışır. Eğer giderleri karşılayacak kadar gelir sağlanamazsa bütçe açığı oluşur. Bu durumda ise devlet bütçe açığını kapatabilmek için farklı yöntemlere başvurur. Örneğin, mevcut olan vergi oranlarını artırır, yeni vergiler koyar veya iç veya dış kaynaklardan borçlanarak bütçe açığını kapatmaya çalışır.
KKTC Ana yasası’nın 92. Maddesi ”Bütçenin Hazırlanması, Uygulanması, Görüşülmesi ve Kabulüne” ilişkin kurallar aşağıda olduğu gibi açıklanmıştır.
Devletin ve Kamu İktisadi Teşebbüsleri dışındaki kamu tüzel kişilerinin harcamaları yıllık bütçelerle yapılır.
Bütçe’nin hazırlanması ve uygulanmasına ilişkin kurallar yasa ile düzenlenir.
Bütçe yasasına, bütçe ile ilgili kurallar dışında hiçbir kural konulamaz.
Bütçe tasarısı, Bakanlar Kurulunca, mali yılbaşından en az iki ay önce Cumhuriyet Meclisine sunulur.
Bütçe Komitesi, en geç bir ay içinde, bütçe konusundaki çalışmalarını tanımlar.
Milletvekilleri bütçe tasarısının Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulunda görüşülmesi sırasında, giderleri artırıcı veya gelirleri artırıcı önerilerde bulunamazlar.
Cumhurbaşkanı, Cumhuriyet Meclisi tarafından kabul edilen bütçe yasasını on gün içinde Resmi Gazete’ de yayımlar.
Yukarıdaki kuralların uygulanması amacıyla da 16/1999 sayılı “Bütçenin Hazırlanması ve Uygulanmasına İlişkin Kurallar Yasası” yürürlükte bulunmaktadır.
Bütçenin Temel ilkeleri:
Genellik İlkesi: Bütün gelir ve harcamaların tahmini miktarları bütçede ayrı ayrı gösterilmesini ifade eder. Hiçbir gelir ve harcama birbirinin arkasında gizlenmez. Bu ilke, bütçe uygulaması bakımından eskiden kullanılan safi metodun yerine gayrisafi metodun kullanılmasını gerektirmiştir. Safi metot usulünde kuruluşlar harcama yaparken bir taraftan da elde ettikleri gelirlerin tümünü göstermeden yaptıkları harcamaları elde ettikleri gelirlerden düşürdükten sonra harcamalardan arta kalan kısmını göstermekteydiler. Oysa gayrisafi bütçe usulünde gelir ve giderler eksiksiz olarak, yani birbirleriyle mahsup edilmeden bütçede yer alır. Bu usule göre herhangi bir gelirin herhangi bir harcamaya doğrudan tahsis edilmemesi gerekir. Buna “ademi tahsis yöntemi” de denir. Böylece tüm gelirler hazinede toplanır ve bütün giderler buradan yapılır.
Birlik ilkesi: Kamu sektörünün bütün gelir ve harcamalarını içeren tek bir bütçe hazırlanması anlamına gelir. Gider ve gelirlerin tek bütçede gösterilmesi hâlinde kuruluşlar karşılaştırılabilir. Ayrı ayrı bütçe halinde karşılaştırma imkânı azalır ve bu israfa da yol açar. Ülkede bütün harcama ve gelirlerin ekonomideki etkisini topluca görebilmek bakımından birlik ilkesi uygulanmaktadır. Bazı şartlarda olağanüstü harcamalar yapılması gerekebilmektedir. Olağanüstü harcamaların mevcut bütçede yer alması doğru olmayabilir. Bu nedenle olağanüstü bütçe ayrıca hazırlanır.
Doğruluk ilkesi: Bütçenin gelir ve harcama tahminleri, mümkün olduğu kadar gerçeklere uygun sonuçlar verebilmektedir. Yıl içerisindeki iktisadi değişmelerin doğru tahmin edilmesi gerekir. Bütçe hazırlanırken gerçeğe yakın tahminler yapılmalıdır. Aksi durumda bütçenin uygulaması güçleşir ve bütçe açığı meydana gelir. Tahminlerin, önceki yıllarla ilgili istatistiki bilgilerden faydalanılarak, ülkenin içinde bulunduğu şartların ve dünyadaki gelişmelerin göz önünde bulundurularak yapılması gerekmektedir. Bu istatistik bilgilerin güncel ve güvenilir olması gerekir.
Açıklık ilkesi: Bütçede gelir ve harcamalarla ilgili yer alan bilgilerin mümkün olduğu kadar açık olması, sadece uzmanların değil ilgi duyan vatandaşların da anlayabileceği şekilde hazırlanması gerekir. Ayrıca herkesin incelemesine açık olmalıdır. Bütçeler basılarak yayımlanmalıdır. İsteyen herkesin alıp inceleyebilme imkânı sağlanmalıdır. Bütçe ile ilgili bilgi ve belgelerde hangi bir gizlilik olmamalıdır. Geçmişte bütçe yasa tasarı Resmi Gazetede yayımlanmak suretiyle halkın bilgisine sunarken son zamanlarda bu uygulamalardan uzaklaşılmış olup, bu durum yürürlükteki mevzuata da terstir.
Giderlerin gelirlerden önceliği ilkesi: Bütçede önce giderler tahmin edilir. Gider rakamları belirlendikten sonra gelirler tahmin edilir. Gelirlerin önce belirlenmesi durumunda sınırlı gelir kaynaklarıyla yatırımlar artırılmayacağı için ekonomik gelişmenin sağlanması mümkün olamaz. Ancak az gelişmiş ülkelerde yapılması gereken harcamalar, elde edilecek gelirlerden daha fazla olsa bile gelir olanakları yapılacak harcamaları sınırlar. Bu ilke az gelişmiş ülkelerde uygulanmamaktadır. Gelişmiş ülkelerde geçerli olan bir ilkedir.
Önceden izin ilkesi: Bütçe, hükümet tarafından hazırlanır. Halkın temsilcilerinden oluşan meclis tarafından onaylanır. Meclisin onayı olmadan hükümet, bütçeyi uygulayamaz. Diğer bir ifadeyle hükümet ne gelir toplayabilir ne de harcama yapabilir. Bu ilke yasama organının kamu gelir ve giderleri üzerinde söz sahibi olduğunu ifade eder.
Tahsis ilkesi: Bütçede her yıl yapılacak harcamalar için ödenek ayrılması ilkesidir. Nitelik itibariyle tahsiste alanlar açısından ödenekler saptanır. Miktar itibariyle tahsiste her alana yapılacak ödenek ayrımı hizmet alanı itibarı ile miktar olarak belirlenir.
Anlaşılabilirlik ilkesi: Bütçede yer alan gelir ve giderlerin herkesin kolayca anlayabileceği şekilde açık ve sade olarak düzenlenmesini ifade eder. Bu ilkeye uyulması, aynı zamanda bütçenin uygulanmasını da kolaylaştırır. Bütçe gelir ve giderleriyle ilgili rakamların kolayca anlaşılmasını sağlar.
Tasarruf ilkesi: En az harcama ile en fazla hizmetin sağlanmasını savunur. Gereksiz harcamaların önlenerek, verimliliğin sağlanmaya çalışarak, kamu gelirlerinin zorunluluk dereceleri dikkate alınarak kamu giderlerinde kullanılmasını açıklar.
Denklik ilkesi: Klasik maliyecilerin ve ona uygun klasik maliye görüşünün savunduğu bir ilkedir. Bütçede gelir ve giderlerin birbirine denk olması gerektiği savunulur. Kamu giderleri, normal gelirlerle finans edilmelidir. Bu nedenle harcamalar gelirlere eşit olmalıdır. Eğer bütçe hazırlanırken giderlerin toplamı, gelirlerin toplamından daha fazla çıkarsa aradaki fark iç borçlanmalara kapatılır ve gelir gider toplamları eşitlenir. Bu eşitliğe sadece görünüş itibariyle “denk” denilebilir ki bunu da belirtmekte gereksizdir. Bütçe uygulandıktan sonra kesin hesap yasasında yer alan gelir ve giderler gerçekten birbirine denk çıkarsa buna ancak gerçek denk bütçe denir. Bu durum ise bütçe hazırlanırken gelir ve giderlerle ilgili tahminlerin gerçeğe yakın olması durumunda mümkün olabilmektedir ki özellikle KKTC gibi çeşitli olanaklardan mahrum olan ülkeler de mümkün değildir. Artık klasik iktisatçıların görüşünün dışında bütçe denkliğinin yıllık olarak sağlanması zorunlu görülmemektedir.
Dönemsellik ilkesi: Söz konusu ilke, bütçenin uygulanması için verilen iznin bir süre ile sınırlandırılmasını ifade eder. Bu süre bir yıl olarak kabul edilir. Ancak bazı istisnai durumlarda geçici bütçe uygulanabilir. Geçici bütçeler, bir yıldan daha az dönemi kapsayabilir. Ekonomik dalgalanmalar, ekonomik planlar nedeniyle daha uzun süreli bütçeler yapılabilir. Genellikle her ülkede kabul edilen ve uygulanan mali yıl, bir yıllık bir süreden oluşur. Bu dönem bütçe uygulaması itibariyle uygun bir zaman dilimidir ve ülkemizde de Anayasanın 92. maddesinde “yıllık” ifadesi kullanılmaktadır.
En mükemmel bütçe yapılmış olsa bile bu bütçenin başarılı sonuçlar vermesi ve öngörülen sosyo-ekonomik hedeflere ulaşabilmesi için bütçe uygulayıcıların anlayış ve tutumları ile yürürlükteki yasaların siyasilere tanıdığı yetkilerin içeriği, sınırları ve şeffaflık derecesidir. Belli zamanlarda elektronik ortamlarda global ve rakamsal rakamlar yayımlamak yeterli değildir.
Şunu vurgulamak isterim ki bugün ekonomi literatüründe bütçe çeşitli şekillerde ve türlerde tanımlanmakta olup amacın bu tanımlamayı en basit şekilde yapmaktır. Bazı kişiler “bütçe” ile “bilanço” tanımlarını net olarak bilmemektedir. En basit ifadeyle “bütçe” gelecekteki bir dönemde gerçekleşmesi ön görülen gelir ve giderlerin bir tahmin cetvelidir. Hâlbuki en basit ifadeyle “bilanço” belli bir dönemde kesinleşen gelirlerin, giderlerin, yatırımlarım, tahakkuk eden borç, alacak ve taahhütlerin ayrıntılı bir mali tablosudur.
Yegâne benzer tarafları bütçedeki gelir ve gider ile bilançodaki aktif ve pasifler arasındaki rakamların denk olmasıdır. Ancak, bütçedeki denklik tamamen tahminlere, bilançodaki denklik ise tamamen belgelere dayalı fiilen gerçekleşen verilere dayandırılır. Bu nedenle, tamamen tahminlere dayalı bir mali tablonun “denk” olarak tanımlanması hatalıdır.
Özetle şunu belirtmek isterim ki ihtisas sahibi olmayan kişilerin emin olmadıkları konularda bilerek ya da bilmeyerek sırf bir şey yapmış olduğunu göstermek için bazı terminolojileri kullanmak suretiyle gereksiz düşüncelerin oluşmasına neden olmaktan kaçınılmalıdır.
No responses yet