Herkes hatırlar, Nisan 2004’de KKTC ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nde yapılan referandumlar ile oylamaya sunulan Barış Plan, Türk tarafından % 64,91 oranında kabul gördüğü halde Rum oylarının % 75,38’i red şeklinde olduğundan hayata geçirilememiştir. O günden bu günlere her iki tarafta da yeniden Barışmak adına özellikli bir çaba ve çalışma yapılmamış ve başta Avrupa Birliği olmak üzere, çözüm için evet diyen Türk tarafına verilen sözlerin hiçbiri de yerine getirilmemişti. Şimdi yine çözüm umutları yeşermiş ve herkes bunun için çalışıyor.
Bütünlüklü, adil ve sürdürülebilir bir çözüm herkesin dileği. Çözüm istemeyenimiz yok. Ancak ne tür bir çözüm veya nasıl bir çözüm konusu tartışmaları yeterince irdelenmiş değil ki artık kimsenin de umuru değil. Çözüm olsun da , ne olursa olsun havasında herkesler.
Şahsım adına ben de çözüm isteyenlerdenim ancak üzerinde anlaşılmış olunan metinden daha önemlisi, alt başlıkların altı doldurulacağı zaman bizleri bekleyen tehlikeler. Elbette, 2004 yılında %75 i hayır diyen Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin bu noktada olmazsa olmazları var. %75 lik bir “Hayır” ı, “Evet” e çevirmek çok zor. Bunun için Güney Kıbrıs Rum Yönetimi kendi Halkına, 2004 Annan Planından çok daha iyi bir anlaşma sunmak zorunda. Üst başlıklarda Kuzey’i tatmin de etseler, alt başlıklarda kendi halkını tatmin etmek zorunda.
Özellikle ekonomi başlığı altında, 2004 sonrasında yapılan görüşmeler kapsamında bizler büyük hatalar yaptık ve büyük tavizler verdik. Özellikle de yeni oluşacak yapı içerisinde Güneydeki Uluslararası markaların, Kuzeyde yapacakları yeni yatırımlardan elde edecekleri gelirlerin vergilendirilmesi konusunda. Bakın bu noktada ekonomi başlığı altında nasıl bir ibare yer alıyor;
3 June 2009
ECONOMIC MATTERS II
COOPERATION AND COORDINATION ON ECONOMIC MATTERS
b) Taxing Businesses:
“Companies´ profits generated within united Cyprus that have economic activities in bothConstituent States/federated units shall be taxed where the management control is performed, after deduction of an administrative fee.”
Bu ifadenin Türkçe karşılığı şu; çözüm sonrasında Güney’de bulunan bir Şirketin, Kuzey’de ofis açarak ticarete başlaması sonrası (aklınıza gelebilecek tüm uluslararası markalar; Mc Donallds-Zara-Burger Kings-KFC-v.b birçok sektördeki işletme), Kuzeyde elde edeceği karın vergisini, merkezi Güney’de olduğu için orada ödeyecektir. Evet yanlış okumadınız. Ekonomi başlığı altında aynen bu ifade yer alıyor ve bu madde uzlaşılmış olarak raporlarda yer alıyor. Bu nasıl olur diye sormayın, olmuş işte…Herkes bize büyük resmi gösteriyor ve “çözüm-çözüm” diye umutlanıyoruz ama hiç kimse sonrasını veya nasıl bir çözüm diye düşünemiyoruz. Ayrıntıları hep atlıyoruz ama günü geldiğinde bedelini hem ekonomik hem de sosyal olarak çok ağır ödeyeceğiz.
Elbette ada için, bizim için çözüm büyük bir olgu. Dünyadan izole edilmiş bir şekilde yaşamak elbette kabul edilemez. Ancak ne uğruna ve ne şartlarda çözüme gidildiğinin de tartışılması gerek.
1974 sonrası adanın Kuzeyinde adil ve şeffaf bir yapıda Devlet yönetememiş olmak bizlerin suçu. Bu adaletsiz yapı içerisinde her geçen gün yok olmak da bizim suçumuz. Bizler kendi kendimizi yönetmekten aciz değiliz belki ama bunu bugüne kadar beceremedik. Gelip geçen tüm Siyasiler ve hale hazırda Meclis çatısı altında var olan Siyasilerimiz dahi bunu anlamış durumda değiller. Toplumun çoğunluğu, mevcut çarpık düzenin son bulması için artık her türlü çözümü kabul edecek bir noktada. Haklılar da, yaşanan çarpık düzen ortada…
Ancak hiçbir sebep, gelecekte özellikle ekonomi alanında bu topraklarda yok olma riskini ortadan kaldırmıyor. Herkes büyük resme baka dursun, birilerinin de artık alt detaylarda çalışmaya başlaması gerek. Yaşanacak bir oldu bitti sonrasında birçok alanda olduğu gibi ekonomi alanında da bu günlerden çok gerilere gitmemiz olası bir tehlike.
İşte yine ekonomi başlığından uzlaşılmış bir metin daha;
3 June 2009
ECONOMIC MATTERS II
COOPERATION AND COORDINATION ON ECONOMIC MATTERS
a) Taxing Commuting Workers:
“Commuters’ wages and salaries shall be taxed based on residence criteria.”
Çözüm sonrasında Güney’de yaşayan bir birey, Kuzeyde dahi çalışıyor olsa, o şahsın vergisini “yaşadığı yerde ödemesi” konusunda anlaşılmıştır. Yani digger bir değiş ile, yukarıda belirtmiş olduğum çözüm sonrasında Güney’deki bir Şirketin Kuzey’de açacağı işletmeden elde edeceği karın vergisini, merkezi olan Güneye ödeyeceği yetmiyormuş gibi, bu işletmenin bünyesinde çalıştıracağı ve muhtemelen Güney’de yaşayacak kişilerin de vergisi, yine Güney e ödenecektir. Nasıl yani demeyin, başlık altlıkları böyle yazılmış…
Çözüm, evet çözüm ama adil bir çözüm. Ekonomik alanda da yaşayabilir bir çözüm…Gerçekten uzaklaştırılarak, büyük vaatler ile geleceği hayal ede duralım, önümüzde bekleyen altı doldurulmuş ve/veya doldurulmayı bekleyen önemli noktalara dikkat edelim. Hepimiz çözüm istiyoruz bu tartışılmaz ama bu topraklardan da sökülüp atılmak istemiyoruz…Bu bizim son şansımız. Ne olur toplum olarak araştıralım, öğrenelim ve savaşalım. Adil bir çözüm için…
No responses yet