Yıllarca bu ülkede hükümet edenlerin bilgisine getirmeye çalıştığım “vergiye uyumlu yükümlülere vergi indirimi yapılması” konusunda zamanın hükümetinin bazı vergilerde yapmış olduğu yasal değişikliklerin uygulanmasına 2018 vergilendirme döneminden itibaren başlanmış olduğu her vergi yükümlüsü gibi beni de sevindirmiştir.

Yapılan yasal değişiklikler sonucunda 50/2014 sayılı Gelir Vergisi (Değişiklik) Yasasıyla 24/1982 sayılı Gelir Vergisi Yasası’nın 52.’nci maddesinin (3)., (4)., (5). ve (6)’ncı fıkralarının kuralları aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:

“Matrah Dilimleri ve Vergi Oranları:

52.(3) Bu Yasanın 26’ncı maddesindeki süreler içerisinde yıllık beyannamelerini  sunan ve yine bu Yasanın 53’üncü maddesinin (1)’inci fıkrasının (a) bendinde belirtilen süreler içerisinde tahakkuk eden vergileri 3 (üç) yıl düzenli olarak ödeyen bu Yasa kapsamındaki yükümlülere, takip eden gelir yıllarında aşağıdaki (6)’ncı fıkradaki koşulların gerçekleşmesi halinde ödenecek vergi miktarından  %5 (yüzde beş) indirim yapılır. Daha sonraki vergilendirme dönemlerinde koşullara uyulması halinde indirim hakları devam  eder. Koşullara uyulmaması halinde indirim hakkı sona erer ve tekrar indirim hakkı kazanılması için 3 (üç) yıl vergilerini düzenli ödeme koşulu yeniden aranır.

Ancak, Gece Kulüpleri ve Benzeri Eğlence Yerleri Yasası, Şans Oyunları Yasası ve  Beden Eğitimi ve Spor Yasası  kapsamında faaliyet gösteren işletmeler, akaryakıt ithal edip bayilere teslim eden işletmeler ile satışlarının  %50 (yüzde elli)’sinden fazlası alkollü içki ve sigara olan ve alkollü içki ile sigara ithali ve satışı ile iştigal eden işletmeler bu indirimden yararlanamazlar”.

(4) Bu Yasanın 31’inci maddesinin (6)’ncı fıkrası kapsamında her türlü taşınmaz mal kira geliri elde eden yükümlülerin, bu Yasanın 26’ncı maddesindeki süreler içerisinde aylık beyannamelerini sunan ve yine bu Yasanın 53’üncü maddesinin  (4)’üncü fıkrasında belirtilen süreler içerisinde tahakkuk eden vergileri 36 (otuz altı) ay düzenli olarak ödeyen bu Yasa kapsamındaki yükümlülere takip eden aylarda aşağıdaki (6)’ncı fıkradaki koşulların gerçekleşmesi halinde ödenecek vergi miktarından %5 (yüzde beş) indirim yapılır. Daha sonraki vergilendirme dönemlerinde koşullara uyulması halinde indirim hakları devam eder. Koşullara uyulmaması halinde ise indirim hakkı sona erer ve tekrar indirim hakkı kazanılması için 36 (otuz altı) ay vergilerini düzenli ödeme koşulu yeniden aranır.

(5)Bu Yasanın 41’inci maddesi kapsamında götürü usulde vergilendirilen yükümlülerin bu Yasanın 53’üncü maddesinin (1)’inci fıkrasının (b) bendine istinaden belirlenen süreler içerisinde 3 (üç) yıl düzenli olarak ödeyen bu Yasa kapsamındaki yükümlülere takip eden gelir yıllarında aşağıdaki (6)’ncı fıkradaki koşulların gerçekleşmesi halinde ödenecek vergi miktarından %5 (yüzde beş) indirim yapılır. Daha sonraki vergilendirme dönemlerinde koşullara uyulması halinde indirim hakları devam eder. Koşullara uyulmaması halinde ise indirim hakkı sona erer ve tekrar indirim hakkı kazanılması için 3 (üç) yıl vergilerini düzenli ödeme koşulu yeniden aranır.

(6) Yükümlülerin yukarıdaki fıkralarda öngörülen indirimlerden  yararlanabilmeleri için;

İndirimden yararlanılacak vergilendirme dönemi içinde beyannamenin yasal sürede verilmesi ve yasal süre içerisinde tahakkuk eden verginin  ödenmesi; ve Dairece bu süreler içerisinde re’sen, ikmalen ve idarece tarhiyatlar neticesinde ek vergi tahakkuk ettirilmemiş olması,  koşuldur.

37/2014 sayılı Kurumlar Vergisi (Değişiklik) Yasasıyla 41/1976 sayılı Kurumlar Vergisi Yasası’nın 40.’ncı maddesinin (4) ve (5)’nci fıkralarının kuralları aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:

“Ödeme süresi:

40.(4) Bu Yasanın 21’inci maddesindeki süre içerisinde yıllık beyannamelerini sunan ve bu Yasanın 23’üncü maddesi uyarınca tarh eden vergilerini üç (3) yıl süreyle düzenli olarak ödeyen bu Yasa kapsamındaki yükümlülere, takip eden vergilendirme dönemlerinde  aşağıdaki (5)’inci  fıkradaki koşulların gerçekleşmesi halinde ödenmesi gereken vergi miktarından %5 (yüzde beş) oranında indirim yapılır.  Daha sonraki vergilendirme  dönemlerinde koşullara uyulması halinde indirim hakları devam eder. Koşullara uyulmaması halinde ise indirim hakkı sona erer ve tekrar indirim hakkı kazanılması için 3 (üç) yıl vergilerini düzenli ödeme koşulu yeniden aranır.

Ancak, Gece Kulüpleri ve Benzeri Eğlence Yerleri Yasası, Şans Oyunları Yasası ve Beden Eğitimi ve Spor Yasası kapsamında faaliyet gösteren işletmeler, bankalar (kurumlar ile kazanç dağıtan kooperatif şirketlerinde kar payları üzerinden uygulanan stopajlar dahil) finans şirketleri ve döviz alım satımı yapan işletmeler GSM hizmeti veren işletmeler, akaryakıt ithal edip bayilere teslim eden işletmeler  ile satışlarının %50 (yüzde elli)’sinden fazla alkollü içki ve sigara olan ve alkollü içki ile sigara ithali ve satışı ile iştigal eden işletmeler indirimden yararlanamazlar”.

(5) Yukarıdaki (4)’üncü fıkrada belirtilen indirimden yararlanabilmek için;

(A) Yükümlülerin indirimden yararlanacağı vergilendirme dönemi içinde beyannamesini yasal sürede vermesi ve yasal süre içerisinde tahakkuk eden vergiye ödemesi ve                (B) İndirimden yararlanacak olan yükümlülere, Gelir ve Vergi Dairesi tarafından bu süreler içerisinde re’sen, ikmalen ve idarece tarhiyatlar neticesinde ek vergi tahakkuk ettirilmemiş olması, koşuldur.

40/2014 sayılı Katma Değer (Değişiklik) Yasası 47/1992 sayılı Katma Değer Vergisi Yasası’nın 45.’nci maddesinin (7) ve (8)’nci fıkralarının maddesi kuralları aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:

“Verginin Ödenmesi:

45.(7) Bu Yasanın 40’ıncı maddesinde öngörülen süre içerisinde aylık beyannamelerini sunan ve yukarıdaki 44’üncü madde uyarınca tarh  eden vergilerini 36 (otuz altı) ay düzenli olarak  ödeyen bu Yasa kapsamındaki  yükümlülere, takip eden vergilendirme dönemlerinde aşağıdaki (8)’inci fıkradaki koşulların gerçekleşmesi halinde ödenecek Katma Değer Vergisi miktarından %5 (yüzde beş) indirim yapılır. Daha sonraki vergilendirme dönemlerinde de koşullara uyulması halinde indirim hakları devam eder. Koşullara uyulmaması halinde ise, indirim hakkı sona erer ve tekrar indirim hakkı kazanılması için 36 (otuz altı) ay Katma Değer Vergilerini düzenli ödeme koşulu yeniden aranır.

 Ancak, Gece Kulüpleri Ve Benzeri Eğlence Yerleri Yasası kapsamında faaliyet gösteren işletmeler, GSM hizmeti veren işletmeler, akaryakıt ithal edip bayilere teslim eden işletmeler ile satışlarının %50 (yüzde elli)’sinden fazlası alkollü içki ve sigara olan ve alkollü içki ile sigara ithali ve satışı ile iştigal eden işletmeler indirimden yararlanamazlar.

(8) Yukarıdaki fıkrada öngörülen indirimden yararlanabilmek için;

(a) Yükümlülerin indirimden  yararlanılacak    vergilendirme  dönemi   içinde beyannamenin yasal sürede verilmesi ve yasal süre içerisinde tahakkuk eden verginin ödenmesi;

(b)  Bu indirimden yararlanacak olan yükümlülere Dairece bu süreler içerisinde re’sen ikmalen ve idarece tarhiyatlar neticesinde ek vergi tahakkuk ettirilmemiş olması  koşuldur”.

Özetle yukarıdaki kurallar incelendiği zaman ilgili değişiklik yasalarının yürürlüğe giriş tarihi olan 4 Temmuz 2014 tarihinden Gelir Vergisi, Kurumlar Vergisi ve Katma Değer Vergisi yükümlülerini 3 yıl süreyle gerektiği gibi yerine getiren ve vergilerini süresinde ödeyen yükümlülere bu süreden sonra ödeyecekleri vergi toplamından Gelir ve Vergi Dairesi tarafından %5 oranında indirim yapılacaktır.

Yapılan yasal değişikliklerde her ne kadar da bazı eksiklikler, hatalar veya Gelir ve Vergi Dairesine tanınan istismara açık bazı kurallar veya yetkiler varsa da bu konuda Gelir, Kurumlar ve Katma Değer Vergisi yükümlülerinin ilgili yükümlülüklerini bu yasalarda belirtilen sürelerde ve gerektiği gibi yerine getirilip ödenmesi karşılığı yapılacak bir tür ıskonto türü indirim kanımca yeni bir uygulamadır,  yeter ki Vergi İdaresi bu uygulamayı samimiyetle yerine getirmiş olsun.

Her şeye rağmen bahse konu yasal düzenlemeleri uygun görmenin başlıca nedeni, Gelir ve Kurumlar Vergilerinin dolaysız bir vergi türünde olması ve ödenen verginin işletmenin kendi kaynaklarından yapılmış olmasıdır.

Çağdaş vergi hukukunda sadece vergi cezalarının bulunmaması yeterli değildir. Aynı zamanda vergi yükümlülerini gerektiği gibi yerine getiren ve süresinde veya daha önce ödeyenlere bazı teşvik edici ödüller de öngörülmektedir. Uluslararası vergilendirme biliminde bu ödüllendirme “vergiye uyumlu yükümlülerin (tax compliance of tax payers) ödüllendirilmesi” olarak tanımlanmaktadır.

Çeşitli ülkelerin bu konudaki mevzuatları incelendiği zaman bizdeki gibi çeşitli kısıtlayıcı, hak kaybettirici ve yoruma açık birçok gereksiz kurala rastlamak mümkün değildir. Her konuda olduğu gibi KKTC’deki yasal düzenlemeler yapılırken bu yasaları düzenleyenlerin daima yoruma açık, ceza uygulamasından yoksun ve idarenin leyhine olacak birçok kurallar mevcut olduğunu ve  “pamuk ipliğine” bağlı olarak düzenleme alışkanlığının bu yasal düzenlemelerde de görmekteyiz. Diğer bir anlatımla hükümetler halkın yararına “birşeyler yapıyorum” gösterip esasında pek de bir şey yapmayacakları anlayışını gösteren basit bir örnektir.

Hâlbuki vergileme işlemlerinde “eşitlik” ve “adalet” ilkelerinden bahsedilmesi sadece yükümlüler arasında olması gereken ilkelerden değil aynı zamanda Vergi idaresi ile yükümlüler arasında da bu ilkelerin olması gerekir.

Nitekim, belirtmiş olduğum konu hakkındaki uygulamaya kısmen de olsa açıklık getirmek amacıyla Gelir ve Vergi Dairesi Müdürlüğü 26.04.2018 tarihinde takdirini kullanarak yetkili Muhasip ve Murakıplara yönelik bir genelge yayımlamak suretiyle uygulamaya açıklık getirmeye çalışmıştır. Ancak, ilgili yasalarda yapılan düzenlemeler Gelir ve Vergi Dairesi Müdürlüğüne bu konuda takdir yetkisi vermemekte olup bu düzenlemelerin Tüzükle düzenleme yapılmasına yetki vermesi gerekirdi. Kaldı ki, bu genelgenin içeriği hep Vergi İdaresi leyhine görüşler içermekte olup bazı konulara da açıklık getirmesi bakımından yoksundur.

Yukarıda belirtilen 3 Yasanın uygulamasına ilişkin vergi indirimi öngeren onlarca koşulun en çarpıcı örneklerinde en hassas olan bu indirimden “yararlanılacak süreler içinde re’sen, ikmalen ve idarece tarhiyata tabi tutulması” ve bu tarhiyatlardan herhangi birinin Vergi İdaresi tarafından uygulanması halinde yükümlüler sadece o vergilendirme dönemine ait indirim hakkını kaybetmekle kalmayacak, bu indirim hakkından yeniden yararlanma hakkı kazanmak için Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisinde 3 vergilendirme döneminin (yılın), KDV’de ise 36 aylık bir dönemin geçmesi zorunlu tutulmuştur.

Bir an düşünün ki bu indirimden yararlanmasını istemeyecek herhangi bir vergi görevlisi yapacağı bir re’sen tarhiyat sonucu yükümlüleri bu hakkından mahrum edilmiş olabileceği gibi bir muhasebe kayıtlarında sehven hesaplama sonucu 5 TL eksik veya fazla yazılan bir rakam dolayısıyla ikmalen vergilendirme yöntemine tabi tutulması sonucu almayı hak edeceği vergi indirimden sadece yararlanma hakkını kaybetmeyecek, ayrıca bu hakkı tekrar elde etmek için de 3 yıl (36) beklemek zorunda kalmış olacaktır.

Her şeye rağmen Gelir ve Kurumlar Vergisi yükümlülerine ilişkin yapılan bahse konu yasal düzenlemelere sıcak bakıyorsam da bu düzenlemelerin daha da netleşmesi için bazı değişikliklere tabi tutulmasının gereğine inanmaktayım.

Gelelim vergi indirimine ilişkin Katma Değer Vergisi (KDV) Yasasında yapılan yasal düzenleme konusuna. Öncelikle, yukarıda belirtmiş olduğum gibi Gelir ve Kurumlar Vergisi birer dolaysız vergi türü olup KDV ile kıyaslandığı zaman tür ve uygulama esas ve kıstasları bakımından hiçbir benzerlikleri yoktur.

Dolaysız vergilerin gerçek yükümlüsü vergiye tabi gelir elde eden gerçek ve tüzel kişiler olup tahakkuk eden vergi yükümlülüklerini kendi gelir kaynaklarından karşılamaktadırlar.

Hâlbuki KDV hukukunda ve uygulamasında işletmelerin mal ve hizmet teslimlerinde (satışlarında) tahakkuk veya tahsil edilen KDV bu teslimleri yapan işletmeler değildir. İşletmeler, yaptıkları mal ve hizmet teslimlerinde devlet adına bu vergi türünün tahakkuk ve/veya tahsil etmek amacıyla ilgili Yasa tarafından görevlendirilmiş veya yetkilendirilmişlerdir.

KDV uygulamasında verginin ödenmesinden nihai tüketici sorumlu tutulmuştur. Diğer bir anlatımla, KDV’nin nihai tüketicilere yapılan mal ve hizmet teslimlerinin bedellerine ait KDV’nin tahsil edilerek devlete ödenmesinden ilgili işletmeler zorunlu tutulmuştur. Devlet bu vergiyi nihai tüketiciden tahsil edeceği yerde bu vergiyi ilgili işletmeden talep etme yetkisi ile donatılmıştır.

KDV uygulamalarına ilişkin yukarıdaki gerçekler ve kurallar dikkate alındığında işletmelerin kendi kaynaklarına ait olmayan ve sadece bir tür emanetçi sıfatı ile devlet adına KDV tahsil edenlere neden %5 vergi indirimi yapılmasının gerek mantığını gerekse bilimsel (varsa) dayanağını anlamak mümkün değildir.

Özetle, KDV uygulaması konusunda işletmelere yönelik yapılan %5 oranındaki vergi indirimi uygulaması devlete ait KDV’nin hiçbir makul, mantıklı ve bilimsel bir gerekçeye dayandırılmayan bir düşünceyle yasal hale getirilmiş olması ve ilgili işletmelere devredilmesi çok büyük bir hata olup süratle bu hatanın düzeltilmesi zorunluluğuna bütün kalbimle inanmaktayım.

2014 yılında bu konuda yapılan yasal düzenlemeyi her kim yapmış veya yaptırmış veya dünyada bir benzerinin olduğunu iddia eden varsa onunla/onlarla herhangi bir platformda görüşmeye hazırım. 

Tags:

No responses yet

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir