KKTC’de yaşayan gerçek Kıbrıslıların belki de bu topraklardan göçüne neden olacak olan “Ekonomik Yıkım” her geçen gün olumsuz etkilerini artırarak hissettirmeye devam ettirmektedir.
Kirlenmiş olan 36 yıllık siyasetin altında kronikleşmiş birçok sorun ile mücadele eden KKTC ekonomisinin yeniden yapılanması, planlanması ve sürdürülebilir adil bir rekabet ortamında büyüme eğilimine yönelebilmesi için yapılması gerekenlerin tek tek anlatıldığı yüzlerce rapor, hiçbir siyasi tarafından dikkate alınmamıştır.
Dünya raporu, Rekabet edilebilirlik raporu v.b birçok raporda yer alan geniş tabanlı reform paketleri hazır bir durumda tüm siyasilerin bilgisi dâhilindedir.
Peki biz ekonomistler ne diyoruz?
Bu raporlarda önerilen somut çözümleri hayata geçirin.
Peki siyasiler bunu neden yapmıyor?
Cevap dört harf ile: RANT.
Bu ülkenin sorunları da belli çözümleri de ancak partizanlık tüm bu hedeflerin önünde tutuluyor.
Bugünkü ekonomik yıkım içerisinde dahi KKTC Devleti, kısa vadeli alacağı mali önlemler ve adil yasal düzenlemeler ile 200 milyon doların üzerinde bir kaynak yaratabilme potansiyeline sahiptir.
Neden mi yapılmıyor?
İlk olarak partizancılık memnuniyeti temelinde yürütülen rant dağıtımı, ülkenin ekonomik yıkımına çözüm aramaktan çok daha önemli.
İkincisi de, bu yasal düzenlemeleri hazırlayacak/planlayacak bir siyasi varlığın 36 yıldır bu ülkede var olmamasıdır.
Yine yazımın giriş cümlesini hatırlatmak istiyorum.
“Konuşulmadık Gerçek Kalmadı, Yapılmadık Gerçekler Kaldı”.
36 yıldır konuşuyoruz ama tek bir adım dahi atmıyoruz.
Nedenini herkes biliyor. Menfaat, çıkar çatışması, rant, partizanlık v.b.
Geri kalmış ülkelerde yoğunluk ile gözlemlenen yapısal karakterler bunlar.
Ancak şunu bilmeliyiz ki “Sürmekte olan ekonomik yıkım, bu ülkedeki gerçek Kıbrıslıların ekonomik ve sosyal alandaki varlıklarını sonlandıracaktır.”
36 yıldır seçilmiş siyasilerin birincil sorumlu olduğu bu çarpık yapının yarından da erken değişmesi gerekmektedir.
Aksi takdirde geleceğimiz bugünlerden daha kötü olacaktır. Artık bilinen gerçekleri konuşma zamanımız dolmuştur.
Şimdi bu gerçekleri hayata geçirmek için adım atmalıyız.
Benim Kıbrıslı bir genç olarak bu ülke için hayallerim var ve biliyorum ki bu hayallerimi gerçekleştirmenin tek yolu, uykudan uyanmaktır.
No responses yet