Son üç dört haftadan beri yazılarımın içeriğinin tümü uluslararası vergi hukuku ilkelerinin kaynaklara ve uygulamalara ilişkin açıklamalar oluşturmuştur. Sağlıklı bir vergi hukuku sistemi, hukukun üstünlüğü, kamu maliyesini en büyük kaynağı oluşturan vergilerin tarh, tahakkuk ve tahsiline ilişkin toplumsal amaç ve ekonomik hedeflerin yerine getirilmesinde hükümet edenlere ışık tutacağım düşüncesiyle olanaklar ölçüsünde bilgiler vermeye çalıştım.

Geçen haftaki yazımda uluslararası vergi hukukunda genel kabul görmüş Anayasa vergi hukukundaki ilkelere değinmiş ve bu ilkeleri Anayasa ve vergi hukuku ilkeleri olarak iki başlık altında ele almıştım.

Her ne kadar da iki başlık altında yeralan bu ilkeler ayrı içerikte olmalarına rağmen bunların genelde dayanacağı kamu maliyesi, ekonomik akla verimliliğe, temel insan haklarına ve ceza ile ödül prensipleridir. Diğer bir anlatımla, bu ilkelerin tümü uluslararası vergi hukukunun temelini oluşturmaktadır.

Devletlerin yönetim şekillerini ve işleyişini düzenleyen en önemli hukuksal dayanak Anayasadır. Konu hakkındaki bilgileri paylaşmadan önce “ANAYASA” tanımının sözlük anlamı aşağıdaki gibi tanımlanmıştır.

“Bir devletin yönetim biçimini belirten, yasama, yürütme yargılama güçlerinin nasıl kullanılacağını gösteren yurttaşların kamu haklarını bildiren temel yasadır”.

Gelir Vergisinde en önemli ilke herkesin (kişilerin) mali güçlerine göre vergi ödenmesi gerektiğidir. Nitekim, bu ilke gerek KKTC’nin gerekse tüm demokratik ülkelerin Anayasalarında yer aldığı gibi KKTC Ana yasası’nın 75(1). maddesinde de kural olarak yer almıştır.

Dünyanın her yerinde konuşulan en önemli konulardan bir tanesi de ülkelerin vergi hukuku ile uygulamalarının neden olduğu sosyal, ekonomik ve yatırım teşvik etkilerinin durumudur. İnsan sosyal bir varlık olduğuna ve vergiler de ekonomiyi düzenleyici birer enstrüman görevi yaptığına göre tüm ülkeler vergi sistemlerini ve uygulamalarını günün koşulları paralelinde düzenlemeleri için sürekli çalışmalar yapmaktadırlar.

“Vergi” tanımı ile kavramı tarihin her döneminde farklı algılamalara ve uygulamalara neden oluşturmuştur. Bu bağlamda verginin ülkelerin anayasalarında yer almasının temel nedeni, hükümetlerin yasasız, ölçüsüz, adaletsiz vergi salma eylemlerine karşı halkı kötü niyetli yönetimlerin uygulamalarından korumak olmuştur.

Abone ol Göksel R. Saydam