Benim olmayanı eşşşşek tepsin… Az olsun benim olsun!!!!”

Ekonomik anlamda Kuzey Ekonomisinin güçlenebilmesi adına yapılması gereken birçok Yasal düzenleme olduğu aşikâr. Vergi Maliyetinin %69’lara ulaştığı adanın Kuzeyinde Şirketler için “Finansmana Ulaşımdaki Zorluk” ve “Yetersiz Sermaye Birikimi” de, üretilmekte olan mal ve hizmetin beklenen kalite ve fiyat rekabetini doğurmasının en temel nedenlerinden.

Gerek farklı sektörlerde olsun gerek ise benzer veya ayni sektörde, Kıbrıslı Türkler tarih boyunca hiçbir Şirket Evliliğine veya birleşmesine imza atmamışlardır.

“Küçük olsun ama benim olsun” felsefesi ile yıllarca süre gelen ticaret modelinin, globalleşen Dünya ekonomisi ve bölge ekonomisi karşısında varlığını sürdüremez bir yapıya dönüştüğü kesindir. Yakın bir gelecekte uluslararası ticarete açılması öngörülen adanın Kuzeyinin bu rekabette ayakta kalabilme ihtimalinin, mevcut sermaye yapıları ile pek de mümkün olmadığı herkesçe bilinmektedir.

2011 yılının Kasım ayında gerçekleştirilen Kıbrıs Türk Petrollerinin Özelleştirilmesi sürecinde, tarihte bilinen bir ilke imza atan Levent ve Hacıali Şirketler grubu, bir sermaye birlikteliği kurarak süreçten zafer ile çıkmışlardır. Toplamda dört Şirketin teklif attığı ve tek Kıbrıslı grup olan Levent & Hacıali konsorsiyumunun kazandığı ihale sonrasında dahi, ihaleyi kazanan Kıbrıslı sermayeyi yerden yere vuranlar oldu. “Benim olmayanı eşşşşek tepsin” düşüncesi ile sırf muhalefet etmek uğruna yapılan bu söylemler şimdilerde unutulmuş olsa dahi, o günler içerisinde oldukça rencide edici bir üslup içermekteydi. Kıbrıslı Türk sermayesinin geleceğine bir örnek teşkil etmesi gereken bu güzel birliktelik, yüksek sesli muhalefet çevrelerce çok farklı platformlara çekilerek gereksiz tartışmalar altında yok oldu gitti. Kimsenin takdir beklemediği, örnek alınması gereken bu birliktelik halen büyük bir başarı ile sürmekte…

Başta İnşaat ve Turizm olmak üzere, ülkenin lokomotifi olan sektörlerde de bu birlikteliklerin başlaması gerekmektedir. Yükselen dış yatırımcı sayısı ile birlikte güçlü sermayeli yabancı yatırımcıların ülkemize giriş yapması her ne kadar sevindirici bir gelişme olmuş olsa da, bu yatırımcılar ile birlikte yatırım yapacak ve/veya rekabetçi yatırımlar yapacak yerel Sermayenin varlığı oldukça önem taşımaktadır.

Yasal düzenlemeler ile “Yasaklayıcı Önlemler Almak”, 21 yüz yılda sürdürülebilir bir ekonomik modelleme şekli değildir. Yerli üretime desteklemek adına ithal ürünlere fon koymak, ardından elektriğe gelen zam ile yükselen üretim maliyetlerini dengelemek için fonları artırmak bir ülke ekonomisinin zor ile yok olmasına neden olacaktır.

Birçok değişken ekonomik neden arasında, mal ve hizmet üretimi yapan Şirketlerin çoğunluk ile karşı karşıya oldukları en büyük sıkıntı olan “Sermaye Yetersizliği” ne karşı, sermayelerin bir şirket çatısı altında toplanması fikri Dünya’da 1980’lerin sonunda yaygınlaşmaya başlamıştır

Artan uluslar arası ve ülke içi rekabet, Değişen teknolojiler, endüstriler arası artan rekabet, İnsan kaynakları yönetimindeki hiyerarşi mantığının katılımcı yönetim mantığı ile yer değiştirmesi, Değişken döviz kurları, alınan ve satılan malların fiyatlarının değişmesi, Piyasalarda düşük maliyet geniş satış ve hizmet ağının en düşük maliyet ve en kapsamlı şekilde oluşturulma isteği ile Finansal hizmetlerdeki yenilikler “Şirket Birleşmelerinin ve/veya Sermaye Evliliklerinin” en temel nedenini oluşturmuştur.

Şirketlerin ortak amacı, sürekliliklerini sağlamaya çalışırken değerlerini maksimum seviyeye çıkarmak ve yanı sıra ekonomik büyüme gerçekleştirecek ülkelerin refah düzeyini arttırmaktır. Bu ise genelde “sinerji” olarak adlandırılan olgunun neticesidir. Sinerji   2+2=5 olarak açıklanabilir. Bir başka deyişle, bütünün ayrı ayrı parçaların toplamından fazla olmasını ifade eder. İki şirketin karışımı ile ortaya çıkan yeni şirketin değeri onu oluşturan şirketlerin değerlerinin toplamından daha fazla olmaktadır. Sinerji etkisi, büyük ölçüde, yönetim ve üretim giderlerinin azaltılması, iyileşen dağıtım ağı, yeni pazara giriş, ölçek ekonomilerinden yararlanma, yüksek rekabet imkanı gibi nedenlere dayalı olarak ortaya çıkmaktadır.

Her gün büyümesi için kişisel efor harcadığımız KKTC Ekonomisinin yarınlara daha sağlam ve emin adımlarla ilerleyebilmesi adına, benzer sektörlerde veya farklı sektörlerde yer alan Sermayelerin birliktelikler, ortaklıklar ve evlilikler yapmaya başlaması şart.

Tags:

No responses yet

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir